7 Eylül 2011 Çarşamba

Ben, kavmimin münzevisiyim...

Sana kimsenin bilmediği şeyler söylemek isterdim, öyle sözler, öyle bakmaklar ki, sular ve rüzgârlar sussun isterdim...

Sana, en uzak serçelerin şarkılarını, kırlangıçların suya inişini, martıların pike yapma sevdasını, şahinlerin süzülüşünü vermek isterdim...

Sana çil bir güneşin altında sarı bir kertenkele için bir dağın gölgesindeki serinliği vermek isterdim...

Ama nafile.. Ben insanım ve tanrıyla yarışamam..

İyisi mi ben sana kalbimi vereyim, sen ne istersen onu al...

Sana, bu pusunun, bu inkarın, bu savaşın ortasında ipekten kaftanlar yerine, aşktan oyunlar vermek isterdim...

Aşktan oyunlar anlıyor musun?

Sana neler ama neler vermek isterdim lakin ülkem çok karışık...

Canım kavmimi bile taşımıyor, anlıyor musun..?

Ben, kavmimin münzevisiyim...

Biliyor musun, sadece sana değil, bütün bu evrene yazık oldu be gülüm, her yerde meyvalar kabuklarından soyuldu... Soyulduk, anlıyor musun..?

1 yorum:

  1. https://www.facebook.com/notes/mehmet-altun/unutmayacaks%C4%B1n-herkesin-bir-hikayesi-var/230880473626909

    YanıtlaSil