11 Ekim 2011 Salı

Mevzu..!

Mevzu, kalbini elinde taşımak değil, onu nereye koyacağını bilmektir..!


Mevzu, yalnız sizin kaybettiklerinizin değil, ötekinin de kaybettiklerinin farkında olabilmek, ona saygı gösterebilmektir..!


Mevzu, salt dağların zirvesinde değil, aynızamanda kuyunun da dipsiz derinindedir..!


Mevzu, şairin dizesinde değil, kahkahasında ışığı büyüten çocuğun düşündedir..!


Mevzu, senin tek koltukluk aşk diye daralttığın dünyada değil, hürmetin büyüdüğü evrenindedir..!


Mevzu, gecenin karanlığında ürküten korkuda değil, onu ince bir sızı gibi yaran aydınlık düşünkanadındadır..!


Mevzu, canım dediğin kavgada ölmekte değil, kavgam dediğin ölümden esirgeyen candadır..!


Mevzu, ayıklanmış böylesi aciz sözlerde değil, osözleri kalbinde yara gibi büyüten bedenlerdedir..!

6 Ekim 2011 Perşembe

Toprak...

Hayat vicdanın değil, arzunun esiri olduğu sürece insanın zaafları onun tanrısı olmaya devam edecektir. Çünkü insan, aczin ve sıradanlığın içinde kendini doğanın tanrısı sanan gerçek bir zavallıdır. Onun maskaralığı da burada başlar. Oysa ne kral soytarıdır, ne de soytarı kral olabilir. Zira onun hikayesi kendini kral sanan soytarının hikayesidir.

Unutulmaması gereken yegane kudret, bazı sıradan davranışların sıradışı bedenlerde büyüyüp köksaldığı gerçeğidir. O gerçekliğin esas kudreti naif bir yücelik içerir ve bu yüceliğin anahtarı olarak göze çarpan en değerli şey şudur: Erdem, erdemli olanın; bilgelik, bilge olanın; şairlik, şair olanın dillendirdiği sözcükler değildir. Onun tanımlanması sıradan ve aciz olana terk edilmiştir. Çünkü, hiç bir üstün güç, hiç bir zavallıdan daha büyük bir yaygara da koparamaz, daha iyi bir unvanı da bulamaz. Zira unvanlar ona ihtiyacı olanlarındır, onu reddedebilenlerin değil.

Bunun için kendi aklında ve bedeninde biçare olanların bazı temel paradigmalara yenildiği tarihsel bir gerçektir. Zira tarihini, kazandığı savaşların tarihinden ibaret sananlar, ne barışmanın tarihini ne de kaybetmenin öğrettiği acıyı anlayabilirler. Onlar, kendileri hakkında uydurulmuş zoraki kahramanlıkları yazmaya çalışırken; hayat, tarihin arşivine başkalarının destanlarını kaydeder.

Halbuki, herkes ve her şey unutsa da onurun kaydını yeryüzü tutuyor; bir ara bir kuyudan fışkırıyor her şey.

Bunun için her vicdan sahibi için unutmaması gereken şudur: Toprak, Pandoranın yegane Kutusu'dur. Ne yakmak ne yok etmek mümkün..! O her şeyin en kadim ambarıdır. Toprak her şeydir..!